Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб AŞIK VEYSEL ANISINA 'VEYSEL TÜRKÜLERİ' - Şentürk DÜNDAR / Polat AKARÇAY в хорошем качестве

AŞIK VEYSEL ANISINA 'VEYSEL TÜRKÜLERİ' - Şentürk DÜNDAR / Polat AKARÇAY 2 года назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



AŞIK VEYSEL ANISINA 'VEYSEL TÜRKÜLERİ' - Şentürk DÜNDAR / Polat AKARÇAY

#AşıkVeysel #ŞentürkDündar #PolatAkarçay AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU ANISINA... 1: ANLATMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA 2: ÇİĞDEM DER Kİ BEN ELAYIM 3: UZUN İNCE BİR YOLDAYIM 4: BEN GİDERSEM SAZIM SEN KAL DÜNYADA 5: KARA TOPRAK 6: BENİ HOR GÖRME 7: ÇIRPINIP İÇİNDE DÖNDÜĞÜM DENİZ 8: SEN BİR CEYLAN OLSAN 9: DÜNYADA TÜKENMEZ MURAD VARIMIŞ 10: GÖNÜL SANA NASİHATIM BAĞLAMA/SOLİST: ŞENTÜRK DÜNDAR KAVAL: POLAT AKARÇAY Çiftçilikle geçinen Ali Ağa'nın oğlu olan Karaca Ahmet ile Gülizar Hanım'ın oğlu olarak, 1894 yılının sonbahar aylarında Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı halk arasında "Söbealan" diye bilinen, Sivrialan köyünde doğdu. Veysel'in babasıdır. Ali Ağa, soyadı kanunda "ULU" soyadını aldı. Aşık Veysel; Sivas Aşıklar Bayramı'na da, "Veysel Ulu" adı ile katıldı. Sonraki yıllarda, aile lakabı olan "Şatıroğlu'nu" soyadını olarak aldı. Doğumu da herkes gibi olmadı, anası davar sağmadan gelirken yolda doğurdu Veysel'i. Yanında ki kadınlar kundak yapıp eve getirdiler. 7 yaşına kadar köyün çocuklarıyla koştu, oynadı, eğlendi. O dönemde Sivas'ı kasıp kavuran çiçek hastalığı 7 yaşındaki Veysel'i de yakaladı. Daha önce iki ablasıyla, bir erkek kardeşini, çiçek hastalığından kaybeden Veysel, hastalığı atlattı ama gözlerinin biri görmez oldu. Kendi deyimiyle; "sol gözünde çiçeğin beyi çıkmış, sağ gözüne ise hastalık yüzünden perde inmişti." Sağ gözü tam görmese de hafifçe ışık almaktaydı. Bu da aile için bir umut, bir teselli kaynağı idi. Birgün babasıyla ahırlarında mallarını yemlerken, öküzlerden birinin boynuzu Veysel'in ışık alan gözüne çarptı, böylece o ışıkta kayboldu. O günden sonra küçük kız kardeşi Elif elinden tutarak dolaştırmaya başladı Veysel'i... Babası Karaca Ahmet şiire, türküye meraklı biriydi. Veysel'i Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışırdı. Sivas'ın köyleri de saz çalan ozanlarla dolu... Onlar da ara sıra gelip Karaca Ahmet'in evine konuk olur, çalıp söyleyerek meşk ederlerdi. Veysel ozanların yanına oturur onları ilgiyle dinlerdi. Babası, oğlunun bu ilgisini görünce bir saz aldı. Sivrialan'a komşu olan Ortaköy'de Mustafa Abdal Tekkesi vardı. Bu tekkede yönetici olan Hasan Baba'nın verdiği sazı oğluna götürdü. Köyde komşuları olan Molla Hüseyin'de Veysel'in ilk ustası oldu. Daha sonra köylerine Divriği'den sık sık gelen Çamşıhı'lı Ali Ağa ikinci ustası oldu. Kendini iyice saza veren Veysel, bir süre sonra ustalarından öğrendiği türküleri çok güzel çalıp söylüyordu. Artık oyalansın diye alınan saz Veysel'in en iyi arkadaşı olmuştu. Bu yıllarda seferberlik ilân edildi. Ağabeyi Ali ve köyün tüm gençleri askere alındılar. Gözleri yüzünden askere alınmayan Veysel bu duruma çok üzüldü. 1919 yılında Veysel 25 yaşına gelince, Veysel'i Esma adında bir kızla everdiler. İki yıl sonra annesi ve babasını 18 gün arayla kaybetti. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkandı ve öldü, ardından da karısı azaplarıyla evden kaçtı. Acılar üst üste gelmiş, Veysel neye uğradığını şaşırmıştı. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmıştı. Karısı koyup gittiğinde henüz 11 aylık bir kızı vardı Veysel'in. İki yıl ona hem analık, hem babalık yaptı. Her gittiği yere kucağında onu da götürdü. Ne çare o da fazla yaşamadı. Üç yaşına değmeden vefat etti. Yalnız kalan ve yaşama iyice küsen Veysel'i yakınları yeniden everdiler. İkinci karısıyla bir nebze de olsa yeniden yaşama döndü Veysel... Bu evlilikten yedi çocukları oldu. Çocukların biri öldü. İki oğlu, dört kızı, ise sağlıklı bir şekilde büyüdüler. Onlar da 18 torun verdiler Veysel'e. Ahmet Kutsi Tecer Sivas'ta edebiyat öğretmeniydi. Arkadaşlarıyla "Halk Şairlerini Koruma Derneği" ni kurmuşlardı. 1931 Yılının Aralık ayında üç gün süren "Halk Şairleri Bayramı"nı düzenlediler. Bu bayrama Vevsel'de dahil bir çok aşık katıldı. Veysel sahneye çıktığında usta malı üç türkü söyledi, çok beğeni aldı. Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları bu bayramda tanıdılar Veysel'i. Tecer; o güne kadar yalnız eski âşıkların türkülerini çalıp söyleyen, kendi deyişlerini söylemekten utanan, çekinen Veysel'i kendi şiirlerini söylemesi için teşvik etti, yüreklendirdi. Aşık Veysel, şairliğinin gelişmesinde her zaman Ahmet Kutsi Tecer'in yardımlarını gördü. Yine onun aracılığıyla Köy Enstitülerinde bir süre saz öğretmenliği de yaptı. Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Kastamonu, Yıldızeli ve Akpınar Köy Enstitülerinde bulundu. Artık Veysel'in dili çözülmüştü. Radyo ve plâklarda söylediği türküleri tüm yurtta dinleniyor; şiirleri dilden dile yayılıyordu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağladı. Aşık Veysel 21 Mart 1973 günü sabaha karşı 03.30 da doğduğu köy olan Sivrialan'da ardında bir dolu eser bırakarak yaşama gözlerini yumdu. Aynı yerde de toprağa verildi.

Comments